23 Haziran 2009 tarihinde Radyo Eksen ve BKM organizasyonuyla bir kez daha İstanbul’da konser verecek Placebo ile yapılmış röportajlardan kısa bir derleme;
Stefan ile nasıl çalışırsınız? Genelde ayrı mı takılırsınız?
Brian Molko: Bazen birlikte yazıyoruz, mesela prova yaptığımız zamanlarda. Ama genelde ayrı ayrı çalışırız; turne otobüsünde ya da evde. Birbirimize yaptıklarımızı e- mail aracılığıyla göndeririz.
Yeni albümünüz Battle For The Sun’ı anlatabilir misiniz?
Brian Molko: Battle for The Sun üzerinde çalışmaya başladığımızda kafamızda, karikatürden çıkmış silahlı üç kişinin resmi ve “şimdi güneş enerjisine sahip olacaksınız ahbaplar!” gibi bir mesaj vardı. Bu yüzden kendimi süper bir kahraman gibi hissettim. Ama tüm yeni albümlerimiz bir öncekine reaksiyon olarak ortaya çıkıyor. Meds oldukça karanlık bir albümdü. Mikroskop ile bakarsanız içindeki kişinin acılarını görebilirsiniz. Albümde mücadele ve klostrofobi hakimdi. Albüm üzerinde çalışmaya başladığımızda daha renkli, pozitif, açık bir albüm olsun istiyorduk. Battle For The Sun için geniş bir sinema ekranı diyebiliriz. Gerçekten albüm için çok çalıştık. Farklı gruplar, farklı prodüktörler, canlı olması için çok uzun zaman geçirdi stüdyoda...Yeni prodüktörümüz David Botrill’in de amacımıza (kayıtların canlı gibi olması) büyük katkısı olduğunu düşünüyorum.
Eski hallerinize alışık olan takipçilerinizi belki hayal kırıklığına uğratmaz ama biraz şaşırtır... Bir risk olduğunu düşünüyor musunuz?
Brian Molko: Evet belki de ama ben bunun için kendimi sansürlemeyeceğim.
Şarkılarınızın kişisel olduğunu söyleyebilir miyiz?
Brian Molko: Evet. Oldukça kişisel ki öyle olmalı da. Ne kadar kişisel birşeyler yaparsanız o kadar evrensel olur çünkü hepimizin içinde aynı duyguların olduğunu düşünüyorum. Çok fazla soyut kavramlar, çift anlam taşıyan öğeler yer alıyor ve bu da insanları, kendilerini uygun gördükleri yerlere yerleştirmelerini sağlıyor ve bu da şarkılarımızın birçok insana birçok şey ifade etmesinin nedeni oluyor.
Sizi David Botrill ile çalışmaya teşvik eden ne oldu?
Brian Molko: Biz gerçekten yüksek sesli bir kayıt olsun istedik. Bu yüzden o da belli bir adaydı. Epik bir kayıt olsun istedik. Bizi David Botrill’e iten ayrıca onunla çalışan birçok arkadaşımızın olması.
Albümdeki en sevdiğiniz şarkı hangisi?
Brian Molko: Speak in Togues. Şarkı, ilk olarak akıl hastanesindeki koktely saati gibi başlıyor yarısından sonra bir stdyum marşına dönüşüyor.
The Never Ending Why... Bu şarkıda ne anlatılıyor tam olarak? Bir çeşit mücadele, kaos mu var?
Brian Molko: Hayır, şarkı şöyle... Hepimiz cevapları bulmak isteriz ama cevapları aramaya çalışarak yaşarsa, hayatın tadını çıkaramazsın ve belki de herşeyin cevabının peşinde koşmamak daha iyidir. Çünkü hiç bir zaman cevaplanamayacak sorular var...
Kitty Litter adında bir şarkınız var. Şarkının sözleri neredeyse erotik denecek kadar şehvetli...
Brian Molko: Evet oldukça libidosu yüksek bir şarkı...Bu şarkıyı Stefan ile yazmaya başladık, yaklaşık 14-15 yıl önce. Ama bir türlü bitmedi, 1994 yılında buna Kitty Litter adını taktık. Komik olacağını düşündük ve öyle de kaldı.
Peki ne hakkında? Bir aşk hikayesi olabilir mi?
Brian Molko: Bir hikayeden çok...
Uzaklık, ayrılık...
Brian Molko: Uzaklık ve ayrılık, birini göremeye ihtiyaç duymak ve durdurulamayan arzular...Ama karakter bunun için biraz suçluluk da duyar ...
Ashtray Heart şarkısına gelirsek... İlk başlarda Placebo yerine Ashtray Heart değil miydi isminiz?
Brian Molko: Evet bir şarkıydı; Captain Beefheart şarkısıydı. Ahtray Heart olmuştu ismimiz iki hafta kadar böyle kaldı sonra Placebo oldu. Ama şarkı...Aslında hiç kullanmayı düşünmemiştik bu şarkıyı. Benim iki arkadaşım tarafından yazılmış, eğlence için yazmıştık...
2006 yılında Meds’in turnesi sırasında 22 yaşındaki yeni davulcunuz Steve Forrest ile tanıştınız. Battle For the Sun, Steve Forrest’ın yer aldığı ilk albüm oldu...
Brian Molko: Önceki grubu Evaline ile bizim Amerika turnemizin açılışını yapıyorlardı. O dönem 19 yaşındaki birinin sahnedeki karizması ve becerikliliği karşısında şaşkına dönmüştük.. O, gerçekten çok becerikli. Çok çabuk grubun bir parçası olmayı başardı. Uzun bir süredir birbirimizi tanıyoruz ve bu yüzden onunla ilgili bir problemimiz olmadı. Çıkardığı ses grubumuza oldukça uygun ve aslında yeni bir kan getirdi diyebiliriz. Grupta nasıl hissettiğini bilemiyorum ama bence tüm hayatı boyunca yaptığı en iyi iş bu... Birbirimizden çok fazla şey öğrendik. Benim için bu iş birliği harika.. Küçük kardeşimiz...
Biraz da sözü Steve’e bırakalım. Haydi Steve bütün genç davulcular senin öğütlerini bekliyor..
Steve Forrest: Hmmmm ...
Brian Molko: Gerçekten onun konuşmasına izin vermiyoruz.
Eyfel Kulesinin gölgesinde iki yeni şarkı bile yaptınız değil mi?
Brian Molko: Meds turnesinin ardından kısa bir süre Paris’de nehir botunda kaldım. Bunu hep yapmak istemiştim. Çok romantik. Hayatım boyunca çok iyi uyuyamadım bu sebeple bu tecrübeyi insomnia olanlara tavsiye ederim. Gerçekten müthiş. Gitarım yanımdaydı ve birkaç şarkı yazmıştım. Bunlardan ikisi kayıtta tamamlandı. Happy You’re Gone ve Kings of Medicine...
Konserlerde dinleyicilerden duygusal cevaplar alıyorsunuzdur...
Bir sinerji olduğunda grup da, dinleyici de bunu hissediyor. Sanat da soyut kavramlarla anlatıldığında sana tüm cevapları vermez ; senin ona izleyici olarak adım atman gerekir anlaman için.. Canlı bir konserde grup açık olarak sound, performans, enerji ile yaklaşıyor, bir çeşit tutkuyla girmeye çalışıyorsun içine ve bunun büyülü olması için aynısını dinleyiciden bekliyorsun. Bu sinerji yayıldığında kendini müzik içinde kaybetmiş buluyorsun..
Konser verdiğiniz ilginç bir yer var mı?
Evet. Birkaç ilginç yerde çaldık. Geçen sene Cambodia’da Angkor Wat adında bir yerde çaldık. Orası 12. yy’dan kalma bir Budisttapınağı. Bu olağanüstü yerde çalan ilk rock grubuydu.