Placebo’nun solisti Brian Molko ve bas gitarist Stefan Olsdal, NTV’ye konuştu: Hangi duyguyu hissetmenizi istiyorsak o düğmelere basmıyoruz. Hissedeceğiniz duygular, size özel olmalıdır.
Hoşgeldiniz. Teşekkür ederiz. Duygularınızı sormak istiyorum. “Sleeping With Ghosts”u yaptıktan sonra ne hissetmiştiniz ve bu albümde ne hissediyorsunuz? Duygularınızı kıyaslar mısınız?
BRIAN MOLKO: Sleeping With Ghosts”ta hissettiklerimizi hatırlamak güç. 2003 yılıydı. Aradan 3,5 yıl geçti. Her ikisinde de kendimizle gurur duyduk. Sanatsal anlamda tatmin olduk. Hedeflediğimiz gibi bir iş başarmaktan dolayı mutluyduk. Bazen bir albüm için yola çıkarsın ama sonunda başka bir noktaya varırsın. Bu son derece normal ve doğaldır. İşin eğlenceli ve sürprizli kısmıdır. Bu bir keşiftir. Şarkı sözü yazarı, müzik grubu, yani sesle uğraşan insanlar olarak sahip olduğunuzu bilmediğiniz şeyleri bulursunuz.
Bu soruyu sormamın sebebi şu: Son albüm rock’n roll açısından size farklı bir tatmin yaşatmış olmalı. Öyle mi?
BRIAN MOLKO: Bu albümde iyi olduğumuz bir konuda, canlı çalan bir grup olarak kendimizi yeniden tanımladık. Sadeliği yeniden yakaladık. Teknolojiye, bilgisayarlı müziğe, albüm yapımında modern teknikleri kullanmaya fazla bağlanmaya başlamıştık. Öze dönmek bizim için iyi oldu. Geri dönmemiz...
Köklere mi?
BRIAN MOLKO: Köklere de denebilir. Çok temel ve sade bir noktaya. Bilgisayar ya da elektrogitar kullanmanız fark etmez. Rock’n roll, ruhla ilgilidir. Bizim keşfettiğimiz şey, onun özüydü. Vahşiliği, hamlığı. Sadeliği. On yıl sonra bunu başarmak eğlenceliydi.Bu basitliğe dönme özgürlüğü bize yeniden enerji verdi.
Dimitri faktörü hakkında ne söyleyeceksiniz? Siz de bahsediyordunuz...
STEFAN OLSDAL: Fransız.
Fransız olduğunu söylemiştiniz.
STEFAN OLSDAL: Bu birlikte yaptığımız ilk albüm.Epey de farklı oldu. Dimitri hem arkadaşımız hem de yapımcımız olarak bizi cesaretlendiriyor ve aynı zamanda iyi anlamda zorluyor. Bizimle aynı yaşta. Brian’la aynı gün doğmuş. Onu uzun zamandır tanıyoruz. Arkadaşlarla birlikte albüm yapmanın kolay olacağını sanıyorduk. Ancak gördük ki arkadaşlar, sana gerçeği söyleyen insanlar. Kesinlikle palavra atmıyorlar. Bu yüzden bizi diğer yapımcılardan daha çok zorladı.
BRIAN MOLKO: Dimitri’nin şöyle bir özelliği var. Müzik yapımcılığı tek işi değil. Asıl işi, kadınları baştan çıkarmak. Kadınları baştan çıkarmaktan arta kalan zamanlarda birkaç albüm çıkarıyor. Onu bunun için seviyoruz. Ama ne de olsa, Fransız.
Evet. Sizinle çalışmak da öncelikleri arasındaydı.
BRIAN MOLKO: Sanırım.
Müzikteki on yılınızı nasıl tanımlarsınız? Başta ne anlatıyordunuz? Grup nasıl gelişti?
BRIAN MOLKO: Bu on yılı bölümlere ayırmak mümkün değil. Grup, başta kendi kimliğini bulmaya çalışıyordu. Kimlik arayışı bazen şizofreniye dönüşür. Daha yeni yeni kendimize uygun bulduğumuz bir kimliğe sahip olduğumuzu hissediyoruz. Bunu şu şekilde söyleyebilirim: Konularımız hayatlarımızda olup biten olaylara gösterdiğimiz tepkilerden ibaretti. Hepsi bu. İster şarkıyı yazmandan on yıl önce olmuş olsun, ister on dakika. Bu çok ilginç bir nokta. Tarihi kendi kişisel geçmişin üzerinden yorumluyorsun. Bu, daha dün olmuş bir şeyi yorumlamaktan çok daha karmaşık bir mesele. Özellikle Sleeping With Ghosts’taki şarkıların çoğu kendi hafızalarımızdakiler. O albüm kesinlikle kendi yaşadıklarımızla oluşturuldu. Meds’te ise belki bir uyuşturulmuş olma hali var.
Bir sonraki sorum, sizin yaşamlarınız. On yıl içinde nasıl bir gelişme oldu? Grupla yaşamlarınız arasında paralellik olduğunu söylediniz.
BRIAN MOLKO: Bir derece var. Ama bizim yaptığımız şey, yaşadıklarımızdan ve duygularımızdan yola çıkarak bir kurgu yaratmaktı. Günlüklerimizden sayfalar koparıp şarkı yapmadık. Gerçeklerden yola çıkarak kurgu yaptık. Bu bir süreç. Sanatsal sürecin ta kendisi. Tamamen yaşadıklarınızdan yola çıkılarak yapılmış sanat pek ilginç olmaz, sanırım. Bir şeyi ifade etmek için bile o şeyle aranıza bir mesafe koymak zorundasınız. Yoksa objektif bir şekilde anlatamazsınız. Bu yüzden kurgu olmak zorundadır. Elbette cinler ve uzaylılar hakkında yazmıyoruz. Kendi duygularımıza, genel anlamda ise insani duygulara ayna tutuyoruz. Günümüz toplumunda yaşıyoruz. Bunu yaşıyoruz çünkü bunun içindeyiz. Ama şarkılarımız belirli bir sanatsal süreçten geçti. Bu da bizden başka insanlara duygusal boyutta ulaşmalarına imkan verdi. Bu gerçekten çok önemli. Dinleyen biri isterse, yazdıklarımızı kendi hikayesiyle bağdaştırabiliyor. Hollywood filmlerinde yaptıkları gibi, hangi duyguyu hissetmenizi istiyorsak o düğmelere basmıyoruz. Müziğimizi dinlediğinizde hissedeceğiniz duygular size özel olmalıdır. Bu yolda devam etmek istiyoruz.
Şarkılarınızda gençleri alkol ve benzeri alışkanlıklar konusunda uyarmayı amaçlıyor musunuz? Onlara örnek olmak istiyor musunuz?
BRIAN MOLKO: Kesinlikle hayır. Yaptıklarımızın özünde kesinlikle öğreticilik yok. İnsanlara nasıl yaşamaları, nasıl yaşamamaları gerektiğini söylemeye çalışmıyoruz. Onlara hikayeler anlatıyoruz. Çağdaş yaşamla ilgili. Karar sizin. Bu, bizim çağdaş yaşamla ilgili görüşümüz.
Medyanın özel hayatınıza bu kadar girmesine ne diyorsunuz? Özellikle sizin. Çok açık yüreklisiniz. Yaşadıklarınızı büyük bir açık sözlülükle anlatıyorsunuz. Bu konuda kendinizi eleştiriyor musunuz? Ne düşünüyorsunuz?
BRIAN MOLKO: Medya aslında yapay olanla ilgileniyor. Yüzeyde olanla. Kolay yazabilecekleri, ilgi göreceğini bildikleri şeylerle. Daha derine inmek zordur ve çok zaman ister. Bunu müziğinizle anlatmak isterseniz belki... Hâlâ buradayız, hâlâ müziğimizi yapıyoruz, önemli olan da bu. Halka mâl olmakla ilgilenmiyoruz.
Ama istemeseniz de halka mâl oldunuz. Örneğin bu röportajda size bu çocuk meselesinin hayatınızı ve duygularınızı ne kadar değiştirdiğini sorabilirim. Bu soruyu yanıtlamak istemezseniz yanıtlamazsınız.
BRIAN MOLKO: Bu üzücü olurdu. Ebeveynliğin herkesin hayatını değiştireceği aşikar. Son derece normal, aslında.
Öyleyse olumlu tarafları mı var? Kendi aranızdaki ilişkiye olumlu bir katkı mı yaptı?
BRIAN MOLKO: Bizim ilişkimiz yalnızca tensel. Bunu da sadece para için yapıyoruz.
Hayır, cidden. Arkadaş olmak gibi mi?
BRIAN MOLKO: Sağlıklı bir ilişki. Bu bir aile. Bir vekil aile. Bizim farkımız birbirimizle olmayı tercih etmiş olmamız.
Birlikte vakit geçiriyor musunuz?
BRIAN MOLKO: Hayatlarımızdaki diğer insanlarla olduğu gibi. Birbirimizden hoşlanmasak kabus gibi olurdu. Birbirimizle bunca vakit geçirirken hiçbir şey yaşamasak, bazen rahatsızlık duymasak çok tuhaf olurdu.Tıpkı sizin, bizim, her ailenin yaşadığı gibi.
Son sorum ilk albümünüzün onuncu yıldönümüyle ilgili. 18 Eylül’de Placebo’yu yeniden piyasaya süreceksiniz. Placebo’yu elden geçirirken aklınızdan ne geçiyordu?
BRIAN MOLKO: Aynı gibi gelecek. Kesinlikle aynı gibi gelecek. Sadece belki biraz daha gürültülü.
Hepsi bu. Cazdan iyi. Hafif müzik tadında.